çok geçmedi aslında çocuklar
tay durmaktan deli tay çığlıklarıyla koşturmaya geçti
çok geçmedi büyüdü hepsi
fakat ne sıradan, veresiye, götürü
harcı alem
çok geçmedi anladım, belki çıkrıkçılar yokuşunda
esnaf bilir: boşa yorar adamı sürüme gelmeyen mal
anladım kimsenin niyeti kötü değil aslında
fakat mecbursa kibar, çokça haset, pek heveskar
. –a harfi şapkasız da ince uzun
lakin –şapkalı– adamın gırtlağı yatkın olacak
sense ey benim her yola eyvallah memleketim
hap yap para kap derken kalınlaştı hançeren
insan talaşları saçmaktasın yol boyu
telaşından –tümü şapkalı
.
çoğa varmadan anlıyor bütün çocukların ki
paradan, çok paradan başka hiçbir şeyin (aslında önemi) yoktur
bilim, sanat, maneviyat da bir yere kadar
.
yah! ne doğru bak, sen de anlamışsın diyor
bıyık altından gülüyorsun üstüme
eh bunun da bir zeka puanı var –şapkasız olmaz
ah memleketim, çok geçmeden anladım evet
müzik hafif, hayat hafif, din min tüy ağırlığında
bu haline hiç
şapka çıkaramayacağım
.
acelen varsa –yürü be adam ne sallanıyosun
herkes çekilip yol versin, bir senin acelen vardır muhakkak
yoksa –ne acelen var be adam patladın mı
kabadayılık gırla
–sen kendini ne sanıyosun
e buna karşı susulur mu derhal dikelip sor:
bana bak
sen benim kim olduğumu biliyo musun!
.
mamafih sen de birgün
hiç kimse sormasa da anlayacaksın
başına geleni
hiçinden hiç çıkar kalır hiç
hiç ekle hiçine eşittir yine hiç
.
lakin –hep şapkalı– senden niyeyse
yine de umutluyum
bir öğrenebilsen şu imlayı
. – profesörler bile kaldırdı diyorlar şapkalı konuşmayı
. İletişim devri/mi/ne, yetişmek lazım
.
.
(*) edep dergisi, Sayı 12, Şubat 2011.
.
No comments:
Post a Comment