beni tanıyanlar bilir
bir "eşek muhabbeti"miz vardır dostlarla aramızda
mesele şudur
her insanın bir eşeği vardır (hani kendisini insan olarak değerlendirenlerin belki de ;-) )
her insanın madem bir eşeği vardır, insan insanla karşılaşınca, bu eşekler de karşılaşmış olur
esek sahibi olanlar karsilasir
kiminin esegi kacmis da olabilir
kiminin esegi ona yol gostermis de olabilir
eşek kaçıp da, sahibini ardından sürüklememiş olamaz
kimi ustunden inip esegi'ne selam durmuş da olabilir
herkes eşeği ile yaşar ve ölür
insan büyürken ortaya çıkan bir şeydir bu eşek
insanla birlikte doğduğunu söylemek, Usta'ya iftira olur
insan insanın eşeğini kışkırtmasa, eşeğini şımartmasa, eşeğine eşeklik etmese, işler daha kolay yürürdü
esek insan'in dilin'den anlar da insan esegin dilinden anlar mi onu da bilmek lazim
kizilcik sopasi bu
insan'dan sual etmemek lazim vebalini
insanların çoğunun en fazla bilip kullandığı dil, eşekçedir
o yuzden mi birbirlerini duymazlar
ya anırmaktır (affola) insanların kimi zaman yaptıkları, ya çifte atmak, ya küllükte ağnanmak
ya da, geçip karşısına, ötekinin eşeğine yaranmaya çalışmak
ya da, ötekinin eşeğini göklere çıkararak
eşek tam da “artık göğün en yüksek mertebesine ben egemenim” diye düşünecekken, altından çekilerek yere çakmak
bir eşek tiyatrosudur insan olmak
kişi kişinin karşısında, eşeğini düşünerek ketm-i medh gösterse fena mı olur
kisi'ye yol gosteren esegi ise bu zor'dur efendim
ustune bindi ise belki
bir'de esegi disari birakip huzur'a gelip selam eden var
agzindan anirma cikiyorsa'da dilinizi ogretin
nasrettin hoca fıkrasını bilirsinizdir
hani şehre pazara giderken yolda görenlerin ağzına bakarak, kah oğluyla ikisi binerler, kah oğlan yürür hoca biner... filan
fıkrayı hatırladınız mı?
bakın şöyledir
şehre gidecekleri zaman, hoca eşeğe biner, oğlu da yanlarında yürür
görenler, "hiç olur mu, tırnak kadar çocuğa bunca yol yürütülür mü" derler
hoca oğlunu da alır eşeğin terkisine
görenlerin bu sefer de eşeğe merhamet edesi tutar
"hiç olur mu, bu zavallı hayvana iki kişi binilir mi, bu ne vicdansızlık"
işte böyle böyle giderken, hoca bu sefer kendisi inip oğlunu eşeğin sırtında bırakır
görenler "ne günlere kaldık aman, galiba ahir zaman, pir-i fani yaya, bacak kadar velet eşek sırtında" derler
hoca oğlunu da indirir, yaya yürürler
görenler "ne akılsız insanlar var, eşekleri var ama, eşek kadar aklı yok bazılarının, eşek de yürüyor, kendileri de" derler
bunu da duyunca, hoca şehre yaklaşmış iken, "hadi evlat" der, "çare yok, bu eşeği sırtlanacağız"
bundan mıdır, şöyle demişler: “el ağzına bakan, eşeğini bile sırtına sarar”
kişi kişinin eşeğine yem versin su versin, bi diyeceğim yok
ama kişi ne kendi eşeğine, ne ötekinin eşeğine, zulüm etmemeli
insan bazen eşeğinden ibaret bir mahluk olur, o vakit, eşeği anırık ise, anırmaktan başka bi şey yapmaz
bazısı da eşeğini inadından, azgınlığından vaz geçirip, ot görüp ota, hod görüp hoda düşmekten hilm ile alıkoyar
bazısı eşeğine râkib, bazısı eşeğiyle rakip, bazısı da eşeğine raqîb olur
bazısının eşeği yularından boşanmış, bazısı eşeğiyle elbirlik olup ipten kazıktan boşanmış(*), bazısı eşeğiyle ahbap olmuştur
insan hem kendisinin hem ötekinin eşeğinden çeker ne çekerse
esegi sofraya davet ederseniz, soz de anirir, misafir de, sofra sahibi de
insan kendisinden ceker ne cekerse
kişi kişiye dost olacaksa, Dost ile dost olmuş olmak gerek önce
ve deeee
eşekleri sofraya, sohbet meclisine, başköşeye, nöbet kulesine, yargıç kürsüsüne, fetva makamına oturtmamak lazım
kişiye binit (merkep) gerek, binite ahır, ahıra kapı, kapıya kilit... ki aç kurtlar dalamasın eşeciğini
esegi iceri kapatip kendini meydana atmak bir fayda etmez efendim
insan da teper oyle adami
ger vakt sofra yahut sohbet, yahut hubb-u muhabbet, veyahut nöbet, ya vakti vuslat, yahut kada vü kudat ve dahi fetva ya da içtihat vakti ise, eşek ahırda gerek
esek ahir'da , sen eseklerin arasinda olursan
vahlar haline
anadoluda bir laf vardır, "eşeğe cilve (işve) yap (ya da kırıt) demişler; çifte atmış"
tab u tabiati böyledir hımarın
eşek muhabbeti böyle bi şeydir
son söz: kişi, hımarına raqîb gerek
(*) the liberation in man of the worst of the beasts (Sorokin)
No comments:
Post a Comment