Monday, February 1, 2010

toyluk bildirisi

toyluk bildirisi (*)


bütün kalbimle dilerim

siz yaşa gelince ben de böyle

unutkan kaba saba hatır tanımaz

geç kalan bütün uçunmalara

doğuşundaki düztabanlıktan değil hani

takati yetmemekten mütevellid

küt bilgelik kıt kavrama pek de

önemsiyora vurdurmaklar herşeyi

inşallah ben de pay sahibi olurum

diş dişemekle eriştiğiniz

asil mertebelerden


ama sizin bilirim cemaziyel evvelinizi

gençliğinizde de ne üşengeç ne aciz

nasıl da cılız

görmeye bayıldığınızı beni

kemikli bir surat çatık bir kaş

bulamaz hayal kırıklığına yuvarlanırdınız

toyluğuma verdiğiniz avansı kat kat yedim

boşuna beklediniz


dedemden kalmadır bu hınzır gülüş

tıfıllara aaah ah!

korkuyorum yaşlanırsam bir gün

olur muyum sizin gibi demekler

şimdi okurken soracak mısınız

ya sen ne kattın bu veciz terikeye

durur muyum hiç bunak doğmuşlar

bir fıkrayı bile anlatamam duyduğum gibi


bundan pay biç işte diyorum ki

ya ben de şeytana uyup

kanar da uzatılan havuçlara

korkuyorum daha yaşlanmadan

olursam onlar gibi


size kalsa ne gam ukdesi

içinde mi kalsın romatizmaların

sızlasın hiç değilse kabrinde

dedemin kemikleri


inşallah beni de görürsünüz

ömrünüzce ömür sürüp de bir gün

bir tekini kazanmam güngörmüşlüklerinizin

ya kaybettiklerinizle

yaşanmış oldu mu hayat


başıma ekemediniz

bilgeliklerinizin darısını

sizi hiç anlamadım sizce hiç yaşamadım

ki yaşlandı denilsin

oysa sizi umursayarak

aranızda geçen bir gün

yeterdi saç ağartmaya

sevincimi sindiremeyeceksiniz nafile

har hur etmeyin değirmen fareleri



(*) www.edebistan.com, 1 Kasım 2009

No comments: