Saturday, March 13, 2010


gümbürgû(*)

.

-I-

şimdi kanırtıp da bağrımı

yüreğime sokulsa bir marpuç

başıma da

. boşa koysak dolmayan

. hınca hınç ya doluya–

koca bir köz

. hani kavak yelleri...

ah bu deniz çalkanmaya uçuntulu

. şimdi durgun, yosun yurtluğu

. şimdi bir göl kıpırtısız –

ruhumu

bir nefes çekip

tennur fokurdatsa Arşa Kurulan

.

biliyorum

sen bir kalyon açılmışsın

bir homurtu yutkunup duran şehrin

. sasımış sularında...

biliyorum / keşke bilmeseydim

ciğerime oturmuş

biliyorum kasvetiyle

te bukkâ bi bulut

.

bundan ki

bir of çeksem yarılsa şu’rum

bir rüzgar boşansa ba’dehû

içimi kıstıran bu kallavî kafesten

o yosunlu sularda duruk yelkenlerine…

süzülüversen

alıp götürsen koltukaltlarımı da

.

-II-

çok önceydi tûfan

ondan da önceydi nûh

içimden

sökün etse şehri basıp sıkışan

onun nefhasiyle

sefînesiyle Sevgilimin

yarsak

çıksak yeditepe yoğuşup

ne zilzâle yazgılı bu ümmülkurâ

ne gâm yıkılırmış

ardımızdan

.

oraya varırdık

sahiline pusat çatmamış cünûd

hani ilk yaz akşamlarında

kıyılara lâl düşürürdü aşvegûn

yıldızsız gecelerce yürüyüp

çiğ düşmüş ayak izleri

fecrile sâdık

papatyalara


.

-III-

of be ayçeçimû

öyle bakma yo hayır

kahır değil artık bu

. bilirsin nimbus yığışan göklerin

. karnında

. çaktıkça sancılanan

. yapracıklar coşkusudur

. körpe

. bir boşalsa gümbürgû

. durulsa ve ş e m s a ç s a ardından –

.

ve gözlerinin

nilüferleri arasında

denizler çırpınan aşkimû

şurama sokulsan şimdi

dağılsa göğsüme çökekalan

ya kalkıp şu mor dağın zirvesine otursa

bu tıkız bu kesif beni soluksuz

bu kara bulut

.

sevgilim

ya bu son harf ki enîni derûnumda

gunne kaldı sen gidince

. durgitmeler boğumu –

ya avuçlarımdan havalanan bu boşluk

gel ki yüreğimde yeniden

gümbürgû

.

bunca koygun

kantarlar altında / darasız

böğrümü bırakmayan bu Umut

. der ya lâ-tublisûn

bir de

utanmazlık e d i p d e

şey diyecektim / dilim varsa

. ba’de savmin tis’ûn

peee!

ben böyle istanbulun...



(*) edep dergisi, Sayı 1 Mart 2010

No comments: