Sunday, August 15, 2010

bir mesih anlar bir belki sen…(*)

– bekke –


–I–

ne şiirim tanınır ne de

çarmıhtadır tanıklığım

levhalar silinmiştir

geçip gider işte çağlar

sahralarca bezgin sahralarca yılgın

–II–

çıkarım

ve mim büyür hecede babasız

mahcup ergenler ölmüştür

soylu çehrelerinizde

.

aranızdan çıkarım

kahinler şaşakalır

yine de bozulmaz oyunlarınız

.

g ö r /s e n /d e /l i k a /n a k a r

mahmuzların parlak buyruğuna

çıkarım mağaralarca kucak

çıkarım kervanlar yükü nifak

azgı kollar tapınakları

dil burulur

ezilir hece, ezilir

i ç i m d e k i m i m

–III–

ve okurum çıkmazını yüreğin

işte siz tanrılarınızla eğlenir

iblislerinizle secde edersiniz

kim çıksa yalancı ve mecnun ve şair…

bu mudur efendilerin ey bekke

köle omuzlarda yükselen şehir

.

çıkarım yer silkinir kirli-gök-rengi deniz

ne yıldız ne ay ne güneş ışır

ne de yemin edilir vaktin karanlığına…

ko rum yenilsin avunsun eğri başlar

O Gün bir tek

utandıran yürek yenilmiştir

–IV–

çık denir çıkarım

yalancı fecirlerle sağır yürekleriniz

O El’de dokunurum çıkarına yüreğin

ve Kitap ve muştu ve ta’zir

önce mukatta’ gelir

çıkarım aranızdan

biraz nuh

bir de ibrahim

.

işitin

işitsin kulak kesilen

innî berîün mimmâ tü’merûn


(*) edep dergisi, Sayı 6, Ağustos 2010

No comments: